Merkür Retro’sundanımdır bilinmez ama müzik dinleyip bir
yandan ofiste işlerimi toparlarken; koluma giren anılarım aldı beni yine gittik
birlikte eskilere…
İyi ki dedim anlara; iyi ki 90’larda gençmişim J ( hala genç hissedip genç saysam da
nüfus memurunun bildiği sır sır değildir J )
Ne güzeldi o zamanlar, şarkılar özellikle ruhumuza hitap
eden; notalarla uyum içinde dillerden dökülen ah o sözler, belki de
yaşamadığımız bir olayı bile ruhumuzda yaşanmışlık hissettirip canlandıran o
hisli, o yüreğe işleyen sözler ve onlarla uyum içinde dans eden notalar.
Ruhumuzu kaybetmediğimiz, aşkları bir çırpıda tüketmediğimiz,
günlerce şarkılar dinleyip ağladığımız, bazen de kah gülüp gençliğimizi hatta
ergenliğimizi bile içimizde doyasıya yaşadığımız, hatalarımızı tecrübelere
çevirdiğimiz ah o anılar.
Hızlı geçeceğini hiç düşünmediğimiz o 18 yaş, nasılda geçip
gittin…
Dönüp baktığımda nasıl geçtiğini anlayamadığım yılların
arkamda bir sürü bavul dolusu acı / tatlı anıyla birikmiş olması…
Öyle ya aslında anı biriktirmek değil miydi hayat? An
dediğimiz zaman dilimi içinde yaşadıklarımız; ne olursa olsun anı olarak kalmaz
mıydı ruhumuzda…
Her şeyi bu kadar göstermeden kendi içimizde kalan parçalar
mıydı Anı yoksa platformların bize 3-5 yıl önce nerede olduğumuzu
hatırlattıkları mıydı?
Bu hatırlatmalardan ziyade bir şarkı melodisinin estiği,
yüzümüze çarpan ılık rüzgarlar mıydı ANI!
İlkokulda düşüp dizimizi kanattığımız anıdan; ortaokulda ki
hoşlandığımız insanı gördüğümüzde içimizde uçan kelebeklerin çarpan kalbimize
yaşattığı duyguları yıllar sonra yüzde
bir tebessümle hatırlayabilmek ve bir akşam sohbetinde senin geçtiğin yolun
benzerinden geçen çocuklarına anlatırken geçmiş bir anın o An’a tanık olması ile gelişen yeni bir AN
yaratıp Anı biriktirmek miydi…..
Zaten kaç nefesimizin olduğunu bilmediğimiz şu hayatta
anıların tadını doyasıya yaşadığımız nice anlara…